Teoman – 1994 Berbat Bir Yıldı
berbat bir yıldı 1994
daha yılbaşı ertesi kalktım yatağımdan
bastım kendi kusmuğuma
yokladım, gecenin bütün kazancını harcamıştım
kim bilir nereye gitmiştim, parayı kiminle yemiştim?
çalışmıştım yılbaşı gecesi kemancı’da
mikrofon ayağına tutunup zor dururken ayakta
gitaristim demişti ki, mikrofonumdan
“zom oldu şarkıcımız
yani, devam edemiyoruz.“
berbat başlamıştı 1994
ve öyle de gitti yıl boyunca
27 yaşındaydım.
henüz mezun zar zor bitirdiğim üniversiteden
çöpe mi atsaydım gelecek hayallerimi
sigortalı bir işte mi çalışsaydım annemin ısrar ettiği gibi?
ona da gecikmiştim,
her şeye geç kalmıştım.
yemek alacak param yoktu o sabah
giyindim, pideciye gittim, sordum soruyu?
param yok, dedim, sonra versem olur mu?
ayıp ettin tabii ki olur. abi dedi komi,
utancıma katık ettim pideyi
şarkılar yazıyordum. demolar yapıyordum
kayıt parasını ödemek için, boktan yerlerde çalıyordum
moralimi bozuyordu şarkılarımı dinleyenler
kimse sevmez bu şarkıları diyenler
kimse anlamıyordu bi boktan.
bana güzel gelen hiçbir şeyi
sevmeyecekti demek insanlar
ne yapacaktım ben hayatta?
sıkışmıştım köşeye.
berbat bir yıldı 1994
bitmedi gitti, yıl boyunca
bi polisin kız kardeşi, dadanmıştı bana,
boğuk sesli, korkuyordum ondan
tam psikopat tipli, adamı böğründen bıçaklayan
sonra yattık onla. kız daha da bela oldu bana sonra.
neyse, canım detaylardan bahsetmek istemiyor şu anda.
belalı bi dönemdi işte.
bir ara evsize bağladım iyice, yürüdüm yürüdüm sokaklarda.
evsizlikten değil, ev acayip basıyordu bana
halüsinasyonlar da başladı o kadar gün uyumayınca,
çok zaman oldu gördüm mü, duydum mu emin olmadığım
kafam da iyice gitti, çıldırmanın eşiğinde.
uykusuzluk, uykusuzluğun mayasıymış, onu da anladım.
çok da zayıfladım. deldim sürekli kemeri.
berbat bir yıldı 1994
ve öyle de gitti yıl boyunca
cirit atıyordum istiklal’de bir gün, sabahın beşinde
bir iki kişi sadece yollarda, çöpçüler filan bir de
herifleri kıskandım, bir işe yarıyorlar diye
bi çığlık duydum sonra. yaşlı bir travesti çıktı bir iş hanından
jartiyerli bacağından şırıl şırıl kan akan,
cadde boyandı kandan
ödüm patladı, sıraselviler’e kadar koştum, koştum,
nefes nefese durdum, iyi değilim dedim kendime.
eve gidince baktım elektriği kesmişlerdi.
anlamışlardı demek kaçak kullandığımı.
buz gibi evde, zor ettim yine sabahı.
berbat başlamıştı 1994
ve öyle de gitti yıl boyunca
bob dylan dinliyordum, tom waits dinliyordum,
büyük bir sanatçı olmak istiyordum rilke gibi, sam shepard gibi
şaheserler bırakan biri olmak öldüğümde arkamdan.
hiç kimselere benzemeyen.
jacques brel gibi şarkılarında bel soğukluğundan bile bahseden
bir kuyruklu yıldız gibi gelip, giden.
zaten hiç kimseyi beğenmiyordum onlardan başka.
bana her göz süzen kızla yatıyordum, umrumda olan biri yoktu
sonraları bir kıza tutulmuştum, aşkını istemeden,
çok dertliydi, o iyi olsun istiyordum. beni sevsin değil.
sonra anladım, kendimden kaçmakmış bu,
kaçmadım sonra kendimden, kızı da silkeledim,
başkası ilgilensindi onunla, bana fazlaydı
yeterince derdim zaten vardı.
berbat bir yıldı 1994
ve öyle de gitti yıl boyunca
bir gün okuldan arkadaşım orhan geldi eve.
yanık bi kaşık buldum gittiğinde tuvalette
bir de şırınga çöpte
pezevenk yine başlamıştı demek eroine.
beyinsiz salak
bana gece boyu bi boka yaramaz demişti, alkolü bırak
baktım bişey çalmış mı diye, o gidince,
bunlar böyledir mala düşünce
çalmamış, iyi bari dedim, vurdum kafayı yattım.
sabaha kadar
dört döndüm yatakta, sırılsıklam terledim.
zatürre olmuşum.
annemden istedim antibiyotiklerin parasını.
rezil oldum hem ona, hem kendi kendime.
votkayı gömdüm mideme
sabah yine uyandım sıfıra.
berbat bir yıldı 1994
ve öyle de gitti yıl boyunca.
bir arkadaşım şarkı demolarımı vermiş bi plak yapımcısına,
herif, gelsin, demiş, güzel şarkılar, demiş, demiş, basarız albümü.
doğru mu dedim?, doğru, dedi arkadaşım, sevindim,
dedim, “iyi o zaman“.
gittim adamın ofisine, omzuma koydu elini yapımcı,
50’lerinde şişman, sevimli bi adamdı, kel, bıyıklı.
“yaparız“, dedi, “senin albümü”, sırıttı,
“sen şu gün, şu saatte yine gel, halledelim detayları.”
gittim, o gün adamın büroya, sekreter, bekleyin, dedi biraz,
içeride bilmemkimle konuşuyor.
bir saat, iki saat bekledim, herif hep dolu,
benim de kafamın tası attı, lan herif kendini ne zannediyordu?
sanki ona muhtaçtım. siktirsindi.
siktirdim gittim ordan. karar verdim;
böyle pisliklere yüz vermeyecektim hayatım boyunca.
aramadım herifi bir daha da.
aramadı o da zaten.
berbat bir yıldı 1994
berbat başlamıştı,
ve öyle de gitti yıl boyunca.